geçen ay el sıkıştığım ve eğitimcileri arasında listelendiğim Açık Sınıf‘ta ilk dersim, #EtkinlikYönetimi. Profesyoneller kadar üniversiteye devam edenlerin de rahatlıkla katılabileceği 2 günlük benzersiz bir eğitim programı…
Bu eğitim ile katılımcılar; yaşamın her alanında iyi ve doğru iletişim kurmanın, yenilikçi düşünmenin, sorunların üstesinden gelmenin, dışa dönük olmanın, kendi kendine yetmenin, becerilerini geliştirme ve mükemmel bir esnekliğe sahip olmanın önemini keşfedecekler. Bu sayede pek çok kapının açıldığını görecek, güçlü bir kişilik edinme yolunda ilerleyebilecekler.
siz ne görüyorsunuz?
24/07/2012
fikirler algı, algılama yönetimi, anlamak, çözüm, çizgi, bilgi, bilgi toplumu, coach, communication, dünya, dinamik, dinlemek, dokunmak, dost, duymak, empati, evsiz, eğitim, eğitimci, fotoğraf, fotoğraf çekmek, fotoğrafçı, görmek, genç, gerçek, grafik, grafiti, hakan turkkusu, hayal, hedef, hkn, homeless, ikea, iletişim, innovation, innovative, inovasyon, inovatif, insan, insan sermayesi, kimlik, koklamak, media, medya, mesaj, perception, perception management, plan, planlama, time, varlık, verba volant scripta manent, yaratıcılık, yarın, yazı, yaşam, yaşamak, yönetici, yönetim, yenilik, yokluk, zaman 1 Yorum
fotoğrafa bakıldığında söylenecek çok laf var aslında. gülüp geçmeden, işi muzipliğe dökmeden “alıcı gözle” bir daha bakın lütfen…
yaşamın vazgeçilmezleri arasında ilk sıralardaki yerini koruyan; biri iyimser, diğeri ise karamsar olan düalist/ikili bakış açısı ile “çok yazık” demek mümkün, “çok mutlu” da…
mesele, durumun tespitinden ziyade bu kelamı edenin yaklaşımında. bir anlamda bakan kişinin ne gördüğü, kendisinin ne olduğu’nda yatıyor…
kimileri bu fotoğraftakinin evsiz bir vatandaş olduğunu, dünya ile ilişiğini kestiğini hatta belki de sızmış olduğunu söyleyecektir. doğru olabilir. kişi şanssız olabilir, başarısız olabilir, yalnız olabilir, yoksul ya da yoksun olabilir. kişi açtır, açıkta kalmıştır. akla gelebilecek her tür olumsuzluk, eline geçirdiği buna benzer bir kişide vücut bulabilir. bunun örneklerine sıkça rastlarız günlük yaşamlarımızda. sakın “yok” demeyin, mutlaka vardır. görmüyorsak, bu bize ait bir başka sıkıntının alametidir.
kimilerine göre de sokakta kalmış ama sokakta kalmanın mahzunluğunu ustaca yenmiş, itilmişliği kendi kendine kurduğu dünyadan def etmiş bir adam oturmaktadır köşesinde. ayaklarını uzatmış, hafiften içi geçmiştir ve bir çoğumuzun kendi evinde bile olamadığı kadar rahattır. sokak, onun için ev’dir. duvar, başının altındaki yastıktır, yalnızlık, derin bir uykudur…
bir grafiti sanatçısının ironik çalışması olduğunu düşünen de çıkabilir, “evinizin herşeyi” sloganlı ikea reklamlarına marjinal bir yaklaşım olduğunu sananlar da olabilir.
bence bütün bu bakış açıları doğru olabilir. bana göre; içlerinden birine bile yanlış demek mümkün değildir. ancak bir değerlendirme yapılacaksa söz sırası o fotoğrafa bakan bakan gözde, gözün gördüğünü değerlendiren beyinde, o beyni besleyen gönüldedir…
samimiyetle merak ediyorum ve soruyorum, siz bu resimde ne görüyorsunuz?
a) yaşamda kaybetmiş biri
b) yoksunluğa direnen biri
c) kendi halinde mutlu biri
d) beni hiç ilgilendirmiyor!
e) düşünmek için süre gerekiyor
yanıtı (a) olanlar, “bu kadar acımasız olmayın, orada uzanmış ama yaşamı bırakmamış kişi siz de olabilirsiniz”… (b) diyenler, “sizinle aynı fikirdeyim”… (c) şıkkını seçenler, “sizi seviyorum, gönlünüz gani gani geniş olsun”… kararı (d) olanlar, “canınız sağolsun ama hiç olmazsa sonuncu seçeneği bir daha düşünseniz… ve son olarak de (e) seçeneğini tercih edenler, “teşekkürler, belki zaman içinde karar değiştirirsiniz”…
bu seçenekleri yeterli bulmayıp, kendi şıklarınızı da ekleyebilirsiniz. bu beni de ziyadesi ile memnun eder… anket yapacak değilim ama paylaşacağınız görüşlerinizin benim bakış açıma zenginlik katacağından eminim…
SÖZ UÇAR, YAZI KALIR 19
01/06/2012
insanlar akademisyen, arkadaş, özel etkinlik, bilgi, bilgi toplumu, bilim, bilimsel, burak amirak, coach, communication, dünya, ebru uzunoğlu, EMT, etkinlik, etkinlik yönetimi, event, event management, Event Management Team, eğitim, eğitimci, eğlence endüstrisi, festival, genç, hakan turkkusu, hedef, hizmet, iletişim, ingilizce, inovasyon, inovatif, insan, insan sermayesi, konferans, konser, kuruluş, marka, müzik, mesaj, okumak, plan, planlama, return on investment, return on objectives, RNC, rock'n coke, ROI, ROO, söz uçar yazı kalır, sevda alankuş, türkçe, verba volant scripta manent, yaratıcılık, yazı, yaşam, yönetici, yönetim, yenilik, İzmir, İzmir Ekonomi Üniversitesi, İzmir University of Economics Yorum bırakın
BU BİR VEDA DEĞİL, YEPYENİ BİR “MERHABA”…
PRA417 için çalışanlar, sayfasına yazanlar, satırlarına takılanlar, arada bir ziyaret edenler bugün itibarı ile benim “eski” öğrencilerim, yeni “arkadaşlar”ım ve müstakbel meslekdaşlarım… hepinizi kutluyorum…
dünyanın en hızlı gelişen iş kollarından biri olan etkinlik yönetimi konusunu tek döneme sığdırma çılgınlığında beni yalnız bırakmadınız. normal koşullarda “allah akıl-fikir versin” demem gerekir ama… hepinize çok teşekkür ediyorum…
yarım yüzyıla dayanmış koca ömrümde, beş kıtanın her birinden 72,5 çeşit milletten insan sayısız insan ile tanışan ve büyükçe bir bölümü ile çalışarak binlerce günü geride bırakan bana; bu sabah çok özel bir kaç saat yaşattınız. sizler, bugünün mimarları, ustaları, kalfaları, çırakları oldunuz. farklı fakültelerin, farklı bölümlerinden geldiniz. farklı hayalleriniz, farklı hedefleriniz vardı. birbirini tanımayan 44 kişi olarak döneme başladınız, tam 44 farklı birey olarak geldiniz PRA417 dersine; bugün, 44 beyni olan “bir takım” olarak tamamladınız. bence bu, bütünüyle size ait olan muhteşem bir başarıydı… sizleri alkışlıyorum…
“isterseniz” gücün sizde olacağını gösterdiniz, anlattıklarınız ve söyledikleriniz ile bunu kanıtladınız, birbirinizin eksikliğini giderdiniz, “daha iyisi” olsun diye sabahlara kadar uğraşıp, birbirinizin arkasını kolladınız. kiminiz çalıştı, kiminiz çok çalıştı. kiminiz başardı, kiminiz başaran bir takımda olmanın keyfini yaşadı. bundan sonrası sizlere ait ama buraya kadarı benim…
bugünkü sunumlarınız, öncesindeki heyecan ve telaşlarınız, daha öncesindeki provalarınız, daha da öncesindeki çalışmalarınız hep birlikte yaptığınız hasat oldu. bence her şey yerli yerindeydi ve verim yüksekti. sezon başarı ile tamamlandı. darısı bundan sonrasının başına, sizden sonrakilerin başına…
sanmayın ki bu bir veda yazısı ve ben sizlere veda ediyorum. benden kurtuluş yok, daha buralardayım…
ne zamana kadar mı? sizler “başarı öyküsü” olup, sizden sonrakilerin imrenerek baktığı profesyoneller oluncaya kadar… beni çok bekletmeyin, biran önce hakkınız olan başarıyı elde edin ve bundan sonra etkinlerde koşturan değil, sahneyi süsleyen “iyi örnekler” olarak geri gelin…
SÖZ UÇAR, YAZI KALIR 14
04/01/2012
fikirler akademisyen, arkadaş, Özgür Seçim, özel etkinlik, bilgi, bilgi toplumu, bilim, bilimsel, burak amirak, burcu öksüz, coach, communication, dünya, ebru uzunoğlu, EMT, etkinlik, etkinlik yönetimi, event, event management, Event Management Team, eğitim, eğitimci, eğlence endüstrisi, festival, gamze çelek, genç, hakan turkkusu, hedef, hizmet, iletişim, ingilizce, inovasyon, inovatif, insan, insan sermayesi, konferans, konser, kuruluş, marka, müzik, MediaCat, mesaj, okumak, plan, planlama, return on investment, return on objectives, RNC, rock'n coke, ROI, ROO, söz uçar yazı kalır, selin türkel, sevda alankuş, tansu mansur gülaydın, türkçe, tuğrul eryılmaz, verba volant scripta manent, woodstock, yaratıcılık, yazı, yaşam, yönetici, yönetim, yenilik, yeşim kaptan, İzmir, İzmir Ekonomi Üniversitesi, İzmir University of Economics Yorum bırakın
2011 yılının güzel bir Ekim gününde, sevgili arkadaşım Burak Amirak’tan gelen bir telefon ile başladı İzmir Ekonomi Üniversitesi‘ndeki misafir öğretim görevlisi yaşamım. İletişim Fakültesi‘nin iki bölümünden biri olan Halkla İlişkiler ve Reklam‘da verdiğim seçmeli Etkinlik Yönetimi / Event Management (PRA417) dersini hazırlarken ayrı, anlatırken ayrı bir zevk aldım, dersi tercih edenlere de bir şeyler verdiğime inanıyorum…
Etkinlik kavramını salon düzenlemek ya da masa süslemek gibi basitliğe indirgemeden, konser organize etmek veya parti düzenlemek yavanlığına düşürmeden bir İŞ, hem de dünyada en hızla kalkınan bir ENDÜSTRİ olarak konumlandırdım dilim döndüğünce. Her etkinliğin tıpkı bir İNSAN gibi yaşam evreleri olduğunu, doğduktan sonra büyüdüğünü ve serpildikten sonra da yavaş yavaş tükendiğini paylaştım genç öğrencilerimle. Etkinliği, kendi içinde bir CANLI olarak tarifledim haftalarca, onu YAŞAM gibi hatta yaşamın taa kendisi olarak gördük dönem boyunca. Her haftanın ders notlarını özenle hazırladım. Sıcak halleriyle önce okulun intranet’ine ve hemen ardından da SlideShare sitesinde yükledim, herkesi buyur ettim bilgi sayfalarıma.
İstedim ki anlattıklarım bir kişiye daha ulaşsın, bildiklerim bir kişiye daha faydalı olsun, biriktirdiklerim bir kişiye daha yeni güçler versin… Öyle de oldu, son ders notlarımı 2 saat içinde 250’dan fazla meraklı tarafından okundu, incelendi, dağarcıklarında yerini aldı.
Bu çalışma süresince çok değerli öğretim üyeleri ile aynı çatı altında görev yaptım, pırıl pırıl öğrencilerim ile sınıf paylaştım. Her biri ‘güzel’ olan insanlardan oluşan servetime, servet kattım. Bu zenginliğe ek olarak, İzmir güzel bir şehir bana göre. Kampüs de bugün kadar gördüklerimin ve görev yaptıklarımın en alası. Yarım yüzyıllık yaşamımda edindiğim sayılı güzelliklerin önemli bir bölümünü de burada kucaklama fırsatım oldu.
İzmir Ekonomi Üniversitesi, İletişim Fakültesi’nde misafir öğretim görevlisi olarak bu dönem verdiğim Etkinlik Yönetimi/Event Management dersleri, bu hafta sona eriyor. Dönem bitiyor, öğrencilerim gidiyor ve ben de perşembe günü öğle saatlerinde “koccaman bir nokta” koyuyorum… Bence “nokta” her zaman bir “son” demek değildir, “bitti” anlamına da gelmez çoğu kez! Bazen “nokta” kendinden sonra gelen ilk harfin “büyük” olacağını gösterir sadece.
Dilerim öyle olur…
Ders notlarım her hafta olduğu gibi, takip edenlerce bilinen noktada: www.slideshare.net/turkkusu adresimde. Sıcaklıkları gitmiş olabilir ama lezzetleri yerindedir, teklif beklemeyin ve lütfen buyurun SÖZ UÇAR, YAZI KALIR soframa…
NestNet
09/05/2011
fikirler algı, algılama yönetimi, arkadaş, Associated Editors, çözüm, özel etkinlik, özel olay, özgün, bilgi, bilişim, buluş, coach, dinamik, e-future, e-yarın, ebu, editör, EMT, ESC, european broadcasting union, eurovision song contest, eurovision şarkı yarışması, Event Management Team, eğitim, eğitimci, eğlence endüstrisi, festival, formula 1, genç, hakan turkkusu, hedef, hizmet, iletişim, inovasyon, insan, insan sermayesi, işlev, işlevsel, keşfetmek, keşif, kitap, konferans, konser, kuruluş, müzik, medya, mesaj, mesut günebakanlı, MiliMetre, NestNet, pazarlama, plan, planlama, RNC, rock'n coke, sanal haber merkezi, söz uçar yazı kalır, servis, teknoloji, trt, verba volant scripta manent, woodstock, www.sanalhabermerkezi.com, yaratıcılık, yazı, yazılım, yönetici, yönetim, yenilik, şirket Yorum bırakın
Pazarlama ve iletişim deneyimi ile yaratıcılığın harmanlanıp, e-yarın teknolojileri ile özgün çözümlerin buluştuğu sıradışı bir yönetim becerileri dünyası…
NestNet, ayrılmaz bir bütün oluşturan pazarlama ve iletişim konularının yanısıra algılama yönetimini de kapsayan, tüm hizmetlerin planlanma ve yönetimine odaklı bir yapıdır. Alanlarında öncü olan şirketleri ve deneyimli coach’ları ile NestNet, müşterilerinin değişen hedefleri ve farklılaşan iş ortamları için gerek duyulan danışmanlık hizmetlerini sağlar.
Deneyimli coach’ları ve ‘genç’ çalışanlarının verdiği güç ile NestNet kavram geliştirmekten, özel olay yaratma ve yönetme, doğru mesajın doğru hedeflere ulaştırılması için iletişim planı hazırlamaya odaklı işlevleri ile servis verdiği kuruluşların kendi pazarlarındaki rekabet gücünü arttırarak destek sunar.
Eğer ‘özgün’ olanı arıyorsanız, yaratıcı tarafı ağır basanı keşfetmenin peşindeyseniz ve bunun heyecan verici olmasını arzuluyorsanız doğru yoldasınız! Devam edin, NestNet yolunuzun üzerinde… www.turkkusu.com