EMT bir yıl daha deneyimli…

2 Yorum


EMT 22 Mart 2016 tarihinde bir yıl daha deneyimli oldu. Dile kolay, kuruluşundan buyana tam 16 yıl geçmiş. Bu sürede hemen her gün bildiklerimize yeni bilgiler kattık, birlikte çalıştıklarımıza yeniler eklendi, kestiğimiz faturalar azaldı ama bildiklerimizi paylaştığımız dokümanlar arttı. Sektörün gelişimi için olmamız gereken her yerde olduk, bulunmamız gereken her faaliyette bulunduk, çağırıldığımız her üniversite etkinliğine gittik, sunum ve konferans dokümanlarımızı ilgilenen herkese açtık, bilgi birikimimizi cömertlikle ortaya koyduk. Çevreye zarar vermedik, insanları üzmedik, yasaları çiğnemedik, fırsatçılık yapmadık. Özetle kuyruğumuzu dik tuttuk, kendimizce sürdürülebilirlik için elimizden geleni yaptık.

Bu yolculukta bizimle olan, uzaktan bakan, el sallayan, kucaklayan herkese selam olsun. 60. Yıl yazımızı bekleyin…

EMT

 

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR 20

Yorum bırakın


bilgi sahibi olmadan fikir beyan edenlere inat, 25 yıllık profesyonel yaşantımdaki birikimlerimi Konuk Konuşmacı olarak “daha yaygın” bir biçimde paylaşmaya karar verdim…
Özellikle de üniversite ve eğitim kurumlarından gelen her çağrıya öncelik vermeyi kararlaştırdım.

Bir kısmını çeşitli ortamlarda seslendirme fırsatını bulduğum konuşma konularım arasından seçtiklerim:
– Medyada genler değişiyor, gazetecilik evrim geçiriyor
– Sosyal Medya: Eskiden Facebook yoktu, buralar hep dutluktu…
– Etkinlikler de insan gibi doğar/büyür/ölür: Ebeliğe hazır mısınız?
– Başarılı toplantının püf noktası: İşlevi tamam ama boyut fark ediyor!
– Hayat bir yolculuk, yola çıkmaya hazır mısınız?
– Outdoor yaşam

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR 19

Yorum bırakın


BU BİR VEDA DEĞİL, YEPYENİ BİR “MERHABA”…
PRA417 için çalışanlar, sayfasına yazanlar, satırlarına takılanlar, arada bir ziyaret edenler bugün itibarı ile benim “eski” öğrencilerim, yeni “arkadaşlar”ım ve müstakbel meslekdaşlarım… hepinizi kutluyorum…
dünyanın en hızlı gelişen iş kollarından biri olan etkinlik yönetimi konusunu tek döneme sığdırma çılgınlığında beni yalnız bırakmadınız. normal koşullarda “allah akıl-fikir versin” demem gerekir ama… hepinize çok teşekkür ediyorum…
yarım yüzyıla dayanmış koca ömrümde, beş kıtanın her birinden 72,5 çeşit milletten insan sayısız insan ile tanışan ve büyükçe bir bölümü ile çalışarak binlerce günü geride bırakan bana; bu sabah çok özel bir kaç saat yaşattınız. sizler, bugünün mimarları, ustaları, kalfaları, çırakları oldunuz. farklı fakültelerin, farklı bölümlerinden geldiniz. farklı hayalleriniz, farklı hedefleriniz vardı. birbirini tanımayan 44 kişi olarak döneme başladınız, tam 44 farklı birey olarak geldiniz PRA417 dersine; bugün, 44 beyni olan “bir takım” olarak tamamladınız. bence bu, bütünüyle size ait olan muhteşem bir başarıydı… sizleri alkışlıyorum…
“isterseniz” gücün sizde olacağını gösterdiniz, anlattıklarınız ve söyledikleriniz ile bunu kanıtladınız, birbirinizin eksikliğini giderdiniz, “daha iyisi” olsun diye sabahlara kadar uğraşıp, birbirinizin arkasını kolladınız. kiminiz çalıştı, kiminiz çok çalıştı. kiminiz başardı, kiminiz başaran bir takımda olmanın keyfini yaşadı. bundan sonrası sizlere ait ama buraya kadarı benim…
bugünkü sunumlarınız, öncesindeki heyecan ve telaşlarınız, daha öncesindeki provalarınız, daha da öncesindeki çalışmalarınız hep birlikte yaptığınız hasat oldu. bence her şey yerli yerindeydi ve verim yüksekti. sezon başarı ile tamamlandı. darısı bundan sonrasının başına, sizden sonrakilerin başına…
sanmayın ki bu bir veda yazısı ve ben sizlere veda ediyorum. benden kurtuluş yok, daha buralardayım…
ne zamana kadar mı? sizler “başarı öyküsü” olup, sizden sonrakilerin imrenerek baktığı profesyoneller oluncaya kadar… beni çok bekletmeyin, biran önce hakkınız olan başarıyı elde edin ve bundan sonra etkinlerde koşturan değil, sahneyi süsleyen “iyi örnekler” olarak geri gelin…

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR 14

Yorum bırakın


2011 yılının güzel bir Ekim gününde, sevgili arkadaşım Burak Amirak’tan gelen bir telefon ile başladı İzmir Ekonomi Üniversitesi‘ndeki misafir öğretim görevlisi yaşamım. İletişim Fakültesi‘nin iki bölümünden biri olan Halkla İlişkiler ve Reklam‘da verdiğim seçmeli Etkinlik Yönetimi / Event Management (PRA417) dersini hazırlarken ayrı, anlatırken ayrı bir zevk aldım, dersi tercih edenlere de bir şeyler verdiğime inanıyorum…
Etkinlik kavramını salon düzenlemek ya da masa süslemek gibi basitliğe indirgemeden, konser organize etmek veya parti düzenlemek yavanlığına düşürmeden bir İŞ, hem de dünyada en hızla kalkınan bir ENDÜSTRİ olarak konumlandırdım dilim döndüğünce. Her etkinliğin tıpkı bir İNSAN gibi yaşam evreleri olduğunu, doğduktan sonra büyüdüğünü ve serpildikten sonra da yavaş yavaş tükendiğini paylaştım genç öğrencilerimle. Etkinliği, kendi içinde bir CANLI olarak tarifledim haftalarca, onu YAŞAM gibi hatta yaşamın taa kendisi olarak gördük dönem boyunca. Her haftanın ders notlarını özenle hazırladım. Sıcak halleriyle önce okulun intranet’ine ve hemen ardından da SlideShare sitesinde yükledim, herkesi buyur ettim bilgi sayfalarıma.
İstedim ki anlattıklarım bir kişiye daha ulaşsın, bildiklerim bir kişiye daha faydalı olsun, biriktirdiklerim bir kişiye daha yeni güçler versin… Öyle de oldu, son ders notlarımı 2 saat içinde 250’dan fazla meraklı tarafından okundu, incelendi, dağarcıklarında yerini aldı.
Bu çalışma süresince çok değerli öğretim üyeleri ile aynı çatı altında görev yaptım, pırıl pırıl öğrencilerim ile sınıf paylaştım. Her biri ‘güzel’ olan insanlardan oluşan servetime, servet kattım. Bu zenginliğe ek olarak, İzmir güzel bir şehir bana göre. Kampüs de bugün kadar gördüklerimin ve görev yaptıklarımın en alası. Yarım yüzyıllık yaşamımda edindiğim sayılı güzelliklerin önemli bir bölümünü de burada kucaklama fırsatım oldu.

İzmir Ekonomi Üniversitesi, İletişim Fakültesi’nde misafir öğretim görevlisi olarak bu dönem verdiğim Etkinlik Yönetimi/Event Management dersleri, bu hafta sona eriyor. Dönem bitiyor, öğrencilerim gidiyor ve ben de perşembe günü öğle saatlerinde “koccaman bir nokta” koyuyorum… Bence “nokta” her zaman bir “son” demek değildir, “bitti” anlamına da gelmez çoğu kez! Bazen “nokta” kendinden sonra gelen ilk harfin “büyük” olacağını gösterir sadece.
Dilerim öyle olur…
Ders notlarım her hafta olduğu gibi, takip edenlerce bilinen noktada: www.slideshare.net/turkkusu adresimde. Sıcaklıkları gitmiş olabilir ama lezzetleri yerindedir, teklif beklemeyin ve lütfen buyurun SÖZ UÇAR, YAZI KALIR soframa…

akademik forum

Yorum bırakın


bilgisi olmayan insanların bile gönül rahatlığı içinde ve hemen hemen her konuda fikir beyan etme gafletine kapıldığı günümüzde, akademik forum; bilgisi yılların birikimine dayalı konuşmacıları ile gerçek bir vaha niteliğinde. daha fazla bilgi için: http://akademikforum.org/BizKimiz.htm